27 Temmuz 2013 Cumartesi

dönüş

elimde sürünen, bir türlü bitiremediğim son birkaç kitaptan sonra çok iyi geldi bu kitap. "dönüş" ile birlikte ben de tekrar severek, elimden bırakamayarak kitap okumaya dönmüş oldum. çok da güzel oldu. "gizli anların yolcusu" ve "bora'nın kitabı"ndan yarım kalan hikayeler ve dolayısıyla tanıdık gelen bildik karakterlerin de buna katkısı çok oldu tabii. yarım kalan hikayenin devamı olduğunu bilmeden, ayşe kulin yazmışsa güzel yazmıştır diyerek başladım aslında ben bu romana. diğer iki kitabı okuyalı uzun zaman geçmesinin ve tabii ki benim balık hafızamın da etkisiyle kolay kolay da anlayamadım. fark edince güzel bir sürpriz olmuş oldu benim için. çok özenilmeden yazıldığını hissettiren ifadeler, nasıl yani ya dediğim yerler olsa da nefes almadan okudum diyebilirim. her zaman olduğu gibi akıcı ve güzel bir ayşe kulin kitabı olmuş "dönüş". ve tabii yine hikayelerin yarım kalması devamı geleceğine işaret ediyor gibi. umarım gelir.

tavsiye ediyorum:


ama bence en önce "gizli anların yolcusu"nu,

sonrasında "bora'nın kitabı"nı, ondan sonra "dönüş"ü okumakta fayda var. daha sonra da yeni çıkacak kitabı bekleyebiliriz hep birlikte.
ben iki günlük hafta sonu tatilinde başladım ve bitirdim. kitap okumak için sakin bir deniz veya havuz kenarından güzel, keyifli yer yok zaten. :)

14 Temmuz 2013 Pazar

etamin

etamin yapmaya geçen sene anneler gününden birkaç gün önce annem için ne yapabilirim diye bakınırken karar verdim. bir ağaç şablonu seçtim ve başladım. tabii yetişmedi anneler gününe. hatta bir sonraki anneler gününe de... :) bitince yastık olur diye düşünmüştüm ama maalesef bir türlü bitmeyen işler arasında yerini aldı.
aslında ben etamin işini biraz yanlış anlamışım. bunu ikinci yaptığım minik baykuş etaminden sonra farkettim. kalın ve çift ip kullandığım için yaptıklarım etaminden çok kilim dokumaya benziyordu. 

 minik köpeğim için yaptığım boyunluklar,
ve son olarak da odamdaki halı desenine bakarak başladığım ama yine bir türlü bitiremediğim, bitince kırlent olacak etaminim.

hoşgeldim

blog okumaya bayıldığım halde her şeye vakit bulabilen ben sürekli bir blog kullanıcısı olmaya bir türlü vakit ayıramadım. artık daha fazla buralardaki güzel fikirlerden, keyifli yazılardan mahrum kalmak istemediğime karar verdim ve geldim. ara sıra da sizinle yaptıklarımı, sevdiklerimi, giydiklerimi, gezip gördüklerimi, yiyip içtiklerimi paylaşırım dedim. günlük şeyler işte...